Kurtulmuş, AKP İstanbul Vilayet Başkanlığında medya temsilcileriyle bir ortaya geldiği programdaki konuşmasında, seçime çok az bir mühlet kaldığını anımsatarak, parti olarak çok güzel seçim kampanyası hazırladıklarını söyledi.
Numan Kurtulmuş, 1,5 yıldır devam eden stratejik çalışmalar sonucunda seçim beyannamesinin ana iskelesinin oluşturulduğunu lisana getirerek, yaklaşık 500 sayfadan oluşan AKP’nin seçim beyannamesi kitapçığında yapılan ve yapılacak hizmetlerin anlatıldığını kaydetti.
AKP’nin öteki partilerden ve adaylardan farkının yalnızca “yapacağız, edeceğiz” diye birtakım vaatlerde bulunmaması olduğunu anlatan Kurtulmuş, şöyle devam etti:
“AK Parti şimdiye kadar seçim beyannamelerinde söylediği konuların neredeyse tamamına yakınını gerçekleştirmiştir. Kitabımız bizim seçim kararnamemizin özetli mahiyetindedir ve daha çok yapacak işler burada sayılmıştır. 14 Mayıs akşamı sandıklar açıldığında, yalnızca sandıkların kapakları açılmayacak, Türkiye Yüzyılı’nın kapıları da milletimiz tarafından sonuna kadar açılarak Türkiye’nin yeni bir vizyonla yeni bir amaçla önümüzdeki 100 yılı bütün dünyada kelamı güçlü, gücü etkili bir Türkiye’yi oluşturulması süreci süratle, hızla başlayacaktır.”
Kurtulmuş, seçim kampanyasının yalnızca partiler ve adaylar ortasında değil vizyonlar ortasında da bir yarış olduğuna inandıklarını belirterek, bu seçim yarışında daha evvel de olduğu üzere vatandaşların dayanağına yürekten inandıklarını söyledi.
“İNSANIN İÇİ KAN AĞLIYOR”
Ramazan Bayramı’nda eşi ve arkadaşlarıyla Hatay’da olduğunu söz eden Kurtulmuş, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Bu benim dördüncü gidişim. Sahiden bu türlü insanın içi kan ağlıyor. Bir taraftan kentlerimizin tekrar inşası ve imarının gerçekleştirilmesi, öteki taraftan başta beklenen mümkün İstanbul zelzelesi olmak üzere büyük kentlerimizin de bu risklere karşı hazır hale getirilmesi için uğraş ortaya koyuyoruz. İstanbul’da kimilerinin yıllardır ‘takoz’ olduğu, önlemeye çalıştığı sıkıntı inançlı konutlar. Kentsel dönüşümü uzun mühlet maalesef ‘rantsal dönüşüm’ diyerek frenleyen çevrelerin olduğunu biliyoruz. Maalesef şu anki İstanbul’un basiretsiz, maharetsiz idaresi, İstanbul’un mümkün risklere karşı hangi önlemleri alması gerektiği konusunda da çok hazırlık olmadığını görüyoruz. Münasebetiyle bu problemin merkezi idare, mahallî idare, şu parti, bu parti ayrımı olmadığı, bir ulusal sıkıntı olarak kabul edilmesi, bilhassa İstanbul başta olmak üzere kentlerimizin riskleri azaltacağı önlemlerin alınması mecburidir.”
“TEKNOFEST’E MUHALEFETİ DAVET EDİYORUM”
Kurtulmuş, Türkiye’nin ulusal savunma sanayindeki muvaffakiyetleri ile uzay ve havacılık bölümündeki adımlarının millet tarafından gururla karşılandığını anlattı.
Seçim yaklaştıkça “Biz iktidara geldiğimizde İHA’lara, SİHA’lara dokunacağız, Türkiye’nin ulusal savunma endüstrisindeki atılımları durduracağız.” diyen muhalefetin fikir değiştirmeye başladığını anlatan Kurtulmuş, “‘Biz de iktidara geldiğimizde İHA’ları, SİHA’ları, savunma endüstrilerini destekleyeceğiz.’ dediler. Bu hayra alamettir. Yarın TEKNOFEST var İstanbul’da, büyük bir teknoloji şenliği. Bu şenliğe muhalefet partilerini de davet ediyorum. Daha evvel teneke diye dalga geçtiğiniz ve salı günü havalimanının pistine gelerek, TEKNOFEST alanına gelen Kızılelma’nın yanına gidip bir fotoğraf çektirin. Altına da şu notu düşün; ‘Halkımızdan özür diliyoruz, teneke olduğunu zannediyorduk, lakin bu dünyanın birinci insansız hava savaş uçağıdır'” tabirlerini kullandı.
Kurtulmuş, Türkiye’nin kimlik siyasetinden çok çektiğinin altını çizerek, şunları kaydetti:
“Mezhebi kimliklerimizin üzerinden, dini kimliklerimiz üzerinden, öz farklılıklarımız üzerinden siyaset yapamayız. Yani ne birimiz ‘Ben Sünni’yim.’ diyerek bunu bir siyaset gereci yapabiliriz ne de öbür birimiz ‘Ben Alevi’yim.’ diyerek bunu bir siyaset materyali haline getirebiliriz. Biz bu memlekette 85 milyon olarak Sünni’yiz, Alevi’yiz, Şii’yiz Türk’üz, Kürt’üz, daima birlikte varız. Bizim kimliğimiz, bütün bu kimliklerin üstüne çıkan bir ulusal kimliktir. Birilerinin çıkıp kendi mezheplerini ya da kendi ırklarını ortaya koyarak bunun üzerinden kimlik siyaseti yapmasını Türkiye’ye yapılacak en büyük yanlışlardan birisi olduğunu söz etmek isterim. Bizim kültürümüz birdir, bayrağımız birdir, vatanımız birdir, ülkemiz birdir, ana kimliğimiz birdir ve bu ana kimliğin altında farklı kimliklerimizin var olması da bu ülkenin en büyük zenginliği, en büyük kazanımıdır.”